Yaşamımızın üçte biri uykuda geçiyor. Faşizan deneylerimizin
kurbanı zavallı fareler iki hafta kadar uykusuz bırakılınca ölüyorlar.
Hala kimse neden bu kadar uzun uyuduğumuzu açıklayamıyor.
Benden başka…
Biz uyurken beynimiz boş durmuyor, uyanıkken yaptığına
benzer aktiviteler içinde. Rüyalarımızda konuşanların ağızlarının hiç oynamadığını
fark ettiniz mi? Uyurken birtakım görüntülere senaryo uydurmaya çalışıyor, ya da
bazı senaryolara görüntü arıyoruz. Ama en ilginç zaman, o uyanıklıktan uykuya ya
da uykudan uyanıklığa geçiş anı. Dikkat ederseniz size ait olmayan tuhaf
cümlelerin zihninizde akmaya başladığını işiteceksiniz. O cümleleri kim fısıldıyor dersiniz
kulağınıza?
Ya hafıza sandığımız şey uyku sırasında beynimize işlenen
verilerden ibaretse? Biraz Inception,
biraz Dark City.
Artık DNA’da veri depolanabildiği de kanıtlandı. Bizim DNAlar
her gün kendilerini yeniden yazıyor. Biz uykudayken o günün kayıtları merkeze
gönderiliyor. Oradaki ana işlemciler bu verileri şimdilik yalnızca depoluyor. Zamanı
gelince bütün bu veriler ayıklanacak, işe yaramaz adamlar elenecek, işe
yarayanlarla yeni bir dünya kurulacak: Dijital kıyamet…
@dagkedisi
@dagkedisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder