27 Ocak 2013 Pazar

Öyle bir geçer zaman ki...


Suçu hep zamana attik.
Az falan degildi halbuki; sadece neyle ölçtügümüze bagliydi zaman.
Sene? Gün? Saat? Ya da Saniye?
Çoktu aslinda bölsek O’nu…
Biz nasil dolduracagimizi bilmiyorduk belki de içini.
Bitmis bir satranç oyununda inat etip, geri çekilmeyip, bekleyerek tüketiyorduk O’nu.
Zaman akiyordu...
Direndigimiz için mi bu kadar yoruluyorduk bilmiyorum.
Ama yoruyordu.
Einstein’in dedigi gibi belki zaman falan da yoktu. Sadece her sey ayni anda olmasin diye bizim uydurdugumuz bir seydi.
O yokmus gibi davransak daha mi mutlu olurduk bilmiyorum.
Tek bildigim, bu aralar akrep ve yelkovanimla olan uyumsuzlugum.
Ben biraz kendimi zamana birakip dönecegim.
Ne de olsa sorun da O'ydu, çare de.

Kareli Battaniye 
@eksenkarakter  
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder