Suçu hep zamana attik.
Az falan degildi halbuki; sadece neyle ölçtügümüze bagliydi
zaman.
Sene? Gün? Saat? Ya da Saniye?
Çoktu aslinda bölsek O’nu…
Biz nasil dolduracagimizi bilmiyorduk belki de içini.
Bitmis bir satranç oyununda inat etip, geri çekilmeyip, bekleyerek tüketiyorduk O’nu.
Zaman akiyordu...
Direndigimiz için mi bu kadar yoruluyorduk bilmiyorum.
Ama yoruyordu.
Einstein’in dedigi gibi belki zaman falan da yoktu. Sadece her sey ayni anda olmasin diye bizim uydurdugumuz bir seydi.
O yokmus gibi davransak daha mi mutlu olurduk bilmiyorum.
Tek bildigim, bu aralar akrep ve yelkovanimla olan uyumsuzlugum.
Sene? Gün? Saat? Ya da Saniye?
Çoktu aslinda bölsek O’nu…
Biz nasil dolduracagimizi bilmiyorduk belki de içini.
Bitmis bir satranç oyununda inat etip, geri çekilmeyip, bekleyerek tüketiyorduk O’nu.
Zaman akiyordu...
Direndigimiz için mi bu kadar yoruluyorduk bilmiyorum.
Ama yoruyordu.
Einstein’in dedigi gibi belki zaman falan da yoktu. Sadece her sey ayni anda olmasin diye bizim uydurdugumuz bir seydi.
O yokmus gibi davransak daha mi mutlu olurduk bilmiyorum.
Tek bildigim, bu aralar akrep ve yelkovanimla olan uyumsuzlugum.
Ben biraz kendimi
zamana birakip dönecegim.
Ne de olsa sorun da O'ydu, çare de.
Ne de olsa sorun da O'ydu, çare de.
☆ Kareli Battaniye
@eksenkarakter
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder