Kimselerin bilmediği bir dünya özlenir korkulur mu?
''Gökyüzü yarıldığı ,yıldızlar dökülüp denizler birbirine katıldığı zaman...''(İnfitar) diye başlayan ayette kıyamet anlatılır, başka bir ayette kızıl bir topa dönüştüğü tasvir edilir.Yani bing bang gibi bir patlama ile yok olacağını düşündürür.Yada biz sıradan kişiler böyle anlıyoruz.Ama kıyamete dair genel algıda bu değilmi zaten.Bir an da ve ne zaman geleceği bilinmeyen.Haa alametleride olacakmış tabii.''Bina ve zina'' çoğaldığında,''Camiler çoğalıp cemaati azaldığında''gibi durumlar zuhur ettiğinde ki bir hayli yaklaşmışız demektir.:)
Bazı reformist yorumculara göre ise kıyamet bizim beklediğimiz büyük yokoluş şeklinde olmayacak.O bir süreç ve herkesin kendi kıyameti kendine .Sizin başınıza gelen, yaşadığınız her kötü şey sizin kıyametinizdir gibi ''soft ''anlayış daha kulağa hoş gelse de ben şahsen bu kadar kolay kurtaracağımızı(!) sanmıyorum.:( (off bu bir sürü alt başlık yaratan derin bir mevzuu)
Birde şöyle düşünmek lazım.Evrende her şey bir devinim, dönüşüm içindeyken evrenin kendisi sürekli genişliyorken ve tanrının yaratma gücünün farkındayken bu gezegen ve insanın yaşam formu neden değişmesin? Hem ölünce ölmüş mü olacağız?Öyle olsa Mevlana ölümünü düğün günü sayarmıydı?
Zaten bu dünyanın geçici olduğu sonsuz yaşamın öteki tarafta olduğu söylenip durmuyormu yüzyıllardır? O halde kıyametten korkmaya gerek yok.Korkumuz Mahkeme-i Kübra'dan aslında.
Ben ve bu bloğun yazarlarının affedilmez büyük günah işlemiş olduğunu düşünmüyorum.:)) (Allahım haddimi aştımsa affet).Küçük günahlardan sarhoş bile olsak dilekten ayığız.Umudumuz rahmetinde.Hem'' biz mahşer gününün imanı ve secdeden başka namaz bilmeyenlerde değiliz.''
Ruhun şad olsun Hayyam rabbim bizi de senin sırrına eriştirsin.
Sevgiyle... Hu
@sufistik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder