Hesapta yol eve götürür. Evden kaçıp evini aramak da ne
oluyor?
Asıl macera aslında bir evin olmadığını farkettiğinde başlıyor.
Yolları ev ediniyorsun. Git babam git. Her gittiğin kentte eve döndüğünü sanıyorlar.
“Yoo, bu kentle hiçbir ilişkim yok. Söylemesi ayıp, kimseyi tanımam burada. 5-10 yılda bir söker
söker dikerim hayatımın köklerini yeni
topraklara. 'Benim burda kararım yok/ Ben burdan gitmeye geldim.’”
Onlar daha şanslı herhalde; “burada” doğan, dönüp dolaşıp
buraya gelenler, ya da hiç gitmeyenler. Çocukluklarının, gençliklerinin peşinde onlar. Sen her birini ayrı bir kente gömmüşsün, kazıp duruyorsun hala…
Zamanla kökleşen, kemikleşen ilişkilerin güvenli suları mı,
yoksa yepyeni denizlerde sonu belirsiz derinlik ölçümü mü?
“Birçok kere gittiğin yolda bile kılavuz olmadıkça
per-perişan olursun” demiş ya Mevlana… Sen hala kılavuz ararken bir de bakmışsın peşinde bir sürü insan. “Arkadaş, etmeyin, gitmeyin, benim yolum yolsuzluğun yolu,
en iyi kılavuz kendini gereksiz kılandır” filan desen de yüzüne tuhaf tuhaf
bakıp devam ediyorlar izlemeye. Bir de uhrevi havalara filan bürünsen var ya… Mazallah!
Neyse, sen sana gelen yollarda daima beni bekle. Mutlaka kesişecektir yolumuz.
@dagkedisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder