8 Aralık 2012 Cumartesi

MEY DE BİZİM, MEYHANE DE, MEYHANECİ DE!..


Yaşamanın vardır bir kolayı, düşünmüştür atalarımız dedik,

bize asırların hüznünden damıtılmış meyler verdiler..

Dionysos’un şaraplarıyla kutsanmış topraklarda dünyaya geldik,

size mutlu günler haram dediler..

*

Bir yudum mey olmadan, en kötü düşmanı bile yaratırız, en iyi dosttan…

Kültürler karışmış kanımıza, biz bir tek makus kaderimizle barışmışız.

Bir dünyaya gelmişiz madem,  kısacık bir yolculuk için,

insanız,  kendimize abartılı  hikayeler kurmadan yaşayamayız.

Yarenlik edenimiz de ya bulunur,  ya bulunmaz, insana bel bağlamayız.

Doldurur meyi yanımıza dost, yolumuza katık eder, derdimize derman ararız..

 
Nereye gidersek gidelim hüzünle yoğrulmuş hayatlarımız,

İnsanız ya işte! En iyi  kendi imkansızlığında yaşar hayallerimiz..

Yalnızlığı da koyarız baş köşeye, dalarız binbir koşturmanın içine.

*
Bu garip hayatın  bilinç halinden çıkmalı,

 gerçeklerin üzerine bir kalın örtü atmalı,

gel meyhaneci, dökülsün elinden meyler,

acıtmasın keskinliği gerçeklerin, yaralanmasın kalpler.

*

Ay ışığının yakamoz olup yağdığı her deniz bizdendir…

Madem geldik buraya kadar, vuralım dibe,

“bin sitem edelim kadere”, daha azı beyhude.

Sağlığımıza der çekeriz, bu hokka az bu kaleme,

yazmak bizim işimiz der,  alnımıza yazılandan gayrısını yazar gideriz.

 

@serapisi

 

***

Bu gece şarkılar, sakidir bana,
Her melodi, yüreğime hançerli bir mey,
Sapladığın bu kalpten, her feryad sana,
Başımı döndürmüyor artık, sensiz hiçbir mey...”

Yakup Öztürk
 
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder